Ana Sayfa » dedekorkut1 (sayfa 28)

dedekorkut1

Kalkınmada Sivil-Katılımcı Model

KALKINMADA SİVİL-KATILIMCI MODEL ALPEREN GÜRBÜZER Sivil-Katılımcı kalkınma modellerinin hayatta uygulanabilmesi için, ülkemizin ekonomik, sosyolojik, kültürel, insan potansiyeli ve jeopolitik gerçeklerinin iyi etüt edilmesi lazım. Bunun için sivil-katılımcı projeleri devreye girerek araştırma merkezleri ve kalkınma büroları kurmalı. Kalkınma projelerinin genel bir taramadan geçirildikten sonra, taslak halini kamuoyu nezdinde tartışmaya açarak, tabandan …

Devamı »

Kafkas Şeb-i Arus’u

KAFKAS ŞEB-İ ARUS’U ALPEREN GÜRBÜZER Hz. Mevlâna Allah’a kavuşmaya “Şeb-i Arus” demiş. Ölümün düğün gecesi (Şeb-i Arus) gören anlayış, bizim kültürümüze has telakki. Yüzyıllar öncesinde anavatanlarından ve doğudan gelerek, Kafkas dağlarını mesken edinmişlerdi. Onaltıncı asır ilk rahatsız edildikleri bir tarihti onlar için. Adına ister Çeçen, ister Şapsih, isterse İnguş denilsin, …

Devamı »

Kafkas Kartalı Şeyh Şamil

KAFKAS KARTALI ŞEYH ŞAMİL ALPEREN GÜRBÜZER Yüzyıllar önce doğudan, anavatanlarından gelerek kendilerine Kafkas dağlarını vatan edinen Dağıstanlılar (Avar Türkleri diye de nitelendirilen), Ruslar’a karşı şanlı bir direniş örneği sergilediler. Adına ister Çeçen, ister Şapsih; ne denirse denilsin bu Dağıstanlılar hepsi aynı soydan, aynı dinden ve aynı dili konuşan kardeşlerimizdir. Bunların …

Devamı »

Kadızade Rumi(bursa’dan Semerkand’a)

KADIZADE RUMİ (Bursa’dan Semerkand’a) ALPEREN GÜRBÜZER Babası şu meşhur Mehmet Çelebi, yani Çelebilerdendir. Asil bir aile dersek yeğdir. Bu aile özellikle Orhan Gazi ve Murat Hüdavendigar dönemine ışık saçmışlardır. Ona Musa adı verilse de Bursa’nın kadısı olması dolayısıyla, o hep Kadızade olarak anılacaktır. Zaten ailenin birçok fertleri, özellikle hem dedesinin …

Devamı »

İslam’ın Temsilcisi mi Hizmetkarı mı?

İSLÂM’IN TEMSİLCİSİ Mİ HİZMETKÂRI MI? ALPEREN GÜRBÜZER İslâm’ı temsil etme iddiası, çok büyük mesuliyeti yüklenmeyi gerektirir. Kim, bu iddiayla ortaya çıkıyorsa, İslâm’la kendini özdeş görüyor demektir ki, bu durum son derece tehlikeli ve fitneye yol açan bir olgudur. Hiç bir makam, mevki, kuruluş, toplum ve fert, İslâm’ı temsil edemez. Allah …

Devamı »

İslam ve Ekonomi

İSLÂM VE EKONOMİ ALPEREN GÜRBÜZER Ekonomi, insanın insan ile aynı zamanda tabiat-insan ilişkilerinden doğan bir ilim dalıdır. İktisat olarak da ifade edilen ekonomi kavramı, tüm sosyal hayatımızı ilgilendiren bir olgu. Bu yönüyle ekonominin sosyal ilimler arasında önemli bir yeri vardır. İslâm toplumunda kâr faktörü ekonominin ruhunu oluşturur, faize geçit verilmez …

Devamı »

İslam ve Cumhuriyet

İSLÂM VE CUMHURİYET MEŞVERET, ŞÜRA VE İSTİŞARE ALPEREN GÜRBÜZER Dört halifenin seçimle işbaşına gelmesi, İslâmiyet’in Cumhuriyet’le bir meselesi olmadığını gösterir. Peygamberimiz (s.a.v.), ‘’Benden sonra hilafet otuz senedir. Ondan sonrası mülkdür (saltanattır)’’ beyan buyurduğu hadisi şerif gerçeği ortaya koyar. Resûlüllah (s.a.v.) kendisinden sonra toplumu kimin yöneteceği veya yeni yöneticinin nasıl belirleneceği …

Devamı »

İnsan Hakları ve İslamiyet

İNSAN HAKLARI VE İSLAMİYET ALPEREN GÜRBÜZER İnsan hakları kavramının mucidi J. Locke ve J.J. Rousseau gösterilirse de, aslında kaynağı Peygamberlere vahiy edilen kutsal kitaplarda yerini alır. En son olarak insanlığa sunulan Kur’an-ı Muciz’ül Beyan ise, bütün çağlara hitap eden en mükemmel insan hakları evrensel beyannamesidir. Bütün beşeri ideolojiler bir araya …

Devamı »

İ’lay-ı Kelimetullah

İ’LÂY-I KELİMETULLAH ALPEREN GÜRBÜZER İ’lây-ı Kelimetullah, Allah’ın adını yüceltmek demek. İnsanın iç dünyasında, hem de dış dünyasında Lafza-i Celâl’i (Allah lafzının) sıkça anması yücelmesine vesile olacaktır elbette. İç dünyalarında Allah’ın zikrinden yoksun gönüler, İ’lây-ı Kelimetullah’ın mana ve içeriğinden uzak olmaya mahkûmdurlar. Kalb, Allah’ı zikretmeyince, gerek iç âlem, gerekse dış âlem …

Devamı »

İki Kutuplu Bakıştan Çoğulculğa Doğru

İKİ KUTUPLU BAKIŞTAN ÇOĞULCULĞA DOĞRU ALPEREN GÜRBÜZER İnsanlara bakışımız öteden beri hep ideolojik olmuştur. Hâlbuki herkesi olduğu gibi kabul etmemiz gerekiyordu. Olaylara ya siyah ya da beyaz gözlükle bakıyoruz, oysa gri bakmayı da bilmeliydik. İki kutuplu anlayışlar tarihin harabelerine gömülürken her nedense biz bu kuyudan çıkamıyoruz bir türlü. Madem beş …

Devamı »