Ana Sayfa » Genel » Tevbe Candan Olmalı Ki Nasuh Gerçekleşsin

Tevbe Candan Olmalı Ki Nasuh Gerçekleşsin

TEVBE CANDAN OLMALI Kİ NASUH GERÇEKLEŞSİN

ALPEREN GÜRBÜZER

Tövbe yürekten ve candan olmalı. Neden derseniz, çünkü Allah-ü Teâlâ; Tevbe edip iman ederek iyi amel işleyenlerin günahlarını Allah hayırla değiştirecektir (Furkan 70) beyanıyla günahların sevaba çevrileceğini müjdeliyor.
Belli ki Allah indinde tevbe çok önem arz ediyor. Şöyle ki;
Bir zamanlar otuz sene boyunca tevbe eden bir adam varmış, öyle ki günahlarını hatırladığında daima tevbe edermiş, ancak yine bir gün ellerini açtığında:
—Ya Rabbi! Otuz senedir tevbe ediyorum, hala kabul buyurup benim ufacık günahımı affetmedin, acaba hiç olmazsa büyük günahlarımı affeder misin? diye niyazda bulunmuş.
Bunun üzerine gaipten bir ses şöyle yankılanmış:
—Ey Kulum! Tövbenin kabul edilmesi zannettiğin üzere basit bir iş mi sanıyorsun? Oysa tövbenin kabulü çok büyük bir hadisedir. Zira Kur’an-ı Kerim’de; Gerçekten Allah tevbe edenleri sever (Bakara/22) buyurmaktayım. Üstelik tövbesini kabul ettiğim mahbubum olur, sevgimi kazanır. Sevgimi kazanmaktan daha mühim ne iş olabilir ki?
İşte görüyorsunuz tövbe anlık veya bir zaman dilimiyle sınırlı değil, Mevlana’nın dediği gibi tövbeni bin defa bozmuş olsan da “son nefese kadar yine tevbe için gel”denen sürecin adıdır.
Bilindiği üzere içtenlikle yapılan tövbeden sonra insanda itaat halleri görülür, hatta bu tövbenin bereketiyle o insanda nefse muhalefet halleri zuhur ediyorsa o tövbe tevbe-i Nasuh’tan sayılır. Tevbe-i Nasuh’a erişen gerçekten Allah’ın sevgili kulu olur da.
Nasuh sıfatı anlam itibariyle, sırf Allah rızasını kazanmaya yönelik her türlü lekeden beri demek olup nush mastarından türemiştir. Zaten beyaz bir zemin siyah leke kabul etmez. Nitekim bu maksatla Rabbül Âlemin; Allah’a Nasuh tevbesi ile tevbe edin (Tahrim–8) beyan buyurmakta. Anlaşılan yüreklerden kopan derin samimi pişmanlıklar tevbe-i Nasuh altında kaydedilip akabinde Allah’ın bir lütfü keremi icabı yeniden hayata dönüş olarak yansımakta. Öyle ki artık pişman olan kul geçmiş günahlarının silinmesiyle birlikte yeni bir beyaz sayfa açma fırsatı elde etmiş olur. Zaten bu durumu Resulü Kibriya Efendimizin beyan buyurduğu; “Güneş battığı yerden doğuncaya kadar Allah gece günah işleyenlere gündüz, gündüz günah işleyenlere de geceleyin elini uzatır” hadisi şerifi teyit ediyor da.
Bir gün Muaz b. Cebel (r.anh.):
—Ya Rasulullah! Nasuh tevbesi nedir? diye sorduğunda,
Resulü Ekrem (s.a.v):
—Kulun yapmış olduğu günaha öyle pişmanlık duyması ve Allah’tan öyle özür dilemesidir ki sütün memeye dönmediği gibi, bir daha günaha dönemez cevabını vermiştir.
Anlaşılan tövbeye bir nefes gibi muhtacız. Ak pak olmak için buna mecburuz da. Kelimenin tam anlamıyla Tövbe pişmanlığın ötesinde arınmaktır.
Demek ki; manevi susuzluğu gidermek adına tövbeye ihtiyacımız var. Zira Allah Teâlâ; Ey iman edenler! Hep birlikte Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz (Nur–31) diye beyan buyurmakta. Bu konuda iki Cihan Server’i Rasulullah (s.a.v)’de; Allah bir kulunu sevdi mi ona ayıplarını gösterir buyurmuştur. Madem öyle, ayıplarını gören bir kul tövbeyle aydınlığa kapı aralayıp, ilahi hitaba muhatap kalacak, böylece tevbe insanın ruh iklimine renk katan bir soluk olacaktır. Keza Rasulullah’a (s.a.v) tövbe nedir sorulunca cevaben; Pişmanlıktır buyurmuş.
Ebu Ali Dekkak Hz.leri de Kur’an ve sünnet ışığından hareketle tövbenin üç kısım olduğuna vurgu yapıp şöyle tarif etmiştir:
Günah korkusundan, ya da cezaya müstahak olma kaygısından yapılan münacat ise
buna tevbe denir. Ancak şu da bir gerçek; tevbe:
Sevap duygusuyla yapılırsa o tövbe ‘İnabe’ adını alır.
Emre riayet maksadıyla yapılırsa o tövbe ‘Evbe’ diye vasıf kazanır.
Bu üç tasniften de öyle anlaşılıyor ki;
Tevbe; biz günahkâr kulların yaptığı yakarış,
İnabe; veli kulların yakarışı,
Evbe ise ekseriyetle Nebi ve Resullerin tarzı bir münacat olduğu ortaya çıkıyor.
Dahası her şeyin bir şartı şurtu varsa elbette tövbenin de kendine has kaide ve kuralları söz konusudur.
Dolayısıyla tövbenin de kendine has:
—Günahtan pişmanlık duymak,
—Allah’a içtenlikle yönelip günahların itiraf etmek,
—Günah işlememeye azmetmek gibi üç ana şartı vardır.
Velhasıl; tövbe kirlenmiş kalpleri temizleyip, önce dünya ve mal sevgisinden soğutan, sonra itaate yönelten bir güçtür.
Vesselam.

Hakkında: dedekorkut1

İlginizi Çekebilir

Surelerin Sıralı Olarak Listesi

Surelerin Sıralı Listesi Namaz Surelerinin Sıralanışı Kuranı-ı Kerim’de Fatiha suresinden Nas suresine doğru bir sıralama …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir