Ana Sayfa » Ezan'ı Vakit » Ezan’ı Vakit İndir (download)

Ezan’ı Vakit İndir (download)


ezan'ı vakit


Sevgili Kardeşlerim, bir yeni yılda daha sizlere hizmet edebilmenin haklı gururunu yaşıyoruz, Allah’a (c.c.) şükürler olsunki halen hizmet aşkı ile yanıp tutuşuyoruz. 2003 senesinden bu yana güncellenen ve gelişen programımızın son sürümünü burada tanıyabilir ve indirebilirsiniz, bu başlık altında ezan’ı vakit’in kullanımı ile ilgili temel bilgiler verilmektedir. Ezan’ı Vakit programı ücretsizdir, dilediğiniz gibi kopyalayabilir, kullanabilir, dağıtabilir, forum ve web sayfalarında paylaşabilirsiniz, ama programımız kesinlikle hiçbir kişiye ve kuruma belli bir ücret veya mal karşılığı satılamaz.
Program hakkında önerileriniz
şikayetleriniz ve istekleriniz için Buraya Tıklayabilirsiniz.
2010 yılının en büyük güncellemelerinden birisi istediğiniz mevkiiye ait olan vakitleri diyanet’in web sitesinden çekebilmenizdir, internet bağlantınız var olduğu sürece bu formu kullanabilirsiniz, Güncelleme 1 aylık yapıldığı için devamlı suretle internet bağlantısıda istememektedir. Vakitlerin güncel olmaması durumda program açılırken otomatik olarak sizi güncelleme formuna yönlendirmektedir. Vakit kaydırma özelliği sayesinde ilçelerde oturuyorsanız (+) (-) dakika sayesinde vakitleri bulunduğunuz yere uydurabileceksiniz. Ayrıca aylık vakitleri Excel tablosu olarak da döküm alabilirsiniz, Sil butonuna bastığınız taktirde diyanet’in vakitleri silinerek dahili veritabanında ki vakitler kullanılır.
hakkında
Programın ana ekranında AYARLAR butonuna tıklandığında aşağıdaki formu göreceksiniz, bu formda hangi şehire ait vakitleri görmek istiyorsanız değiştirebilir, okunacak olan ezanları test edip özelleştirebilir ve diğer ayarları seçebilirsiniz.
ayarlar
Şehir arama kutusuna tıklandığınızda seçmek istediğiniz şehire ait bir kaç harf yazdığınızda otomatik olarak konumlandırılırsınız, klavyeden şehir kutusunun içindeyken ENTER tuşuna basıldığında karşınızda aşağıdaki mesaj kutusu gelecektir, seçimi onaylarsanız varsayılan şehir seçtiğiniz şehir olacaktır.Bu özellik sadece dahili veritabanı kullanılırsa aktif olacaktır, diyanet güncellemesi aktif olduğu zaman otomatik olarak pasif hale gelecektir.
şehir seçimi
Ayarlar formunun Diğer Ayarlar bölümünde programla ilgili bazı ayarları değiştirebilirsiniz. Programın her açılışında hadis gösterimi, Programın kapatılırken onay istemesi, Ezan okununmadan önce Winamp ve Media Player programlarının otomatik olarak kapatılması, ezan ve besmele seslerini dilediğiniz gibi kişiselleştirebilirsiniz.
Vakit Öncesi Uyarılar alanında ise Sabah, Öğle, İkindi, Akşam ve Yatsı vakitleri çıkmadan önce uyarı verilip verilmeyeceğini, eğer uyarı verilecekse kaç dakika önceden uyarı alacağınızın kayıtlarını girebilirsiniz.
diğer ayarlar
Eğer diğer ayarlar formundaki Açılışta Hadis Göstersin seçeneği işaretli ise aşağıdaki mesajı programın her açılışında görebilirsiniz, Ayrıca yeni Hadis okumak isterseniz sistem tepsisindeki program simgesine sağ tıklayıp Hadis Göster komutunu vererek de görebilirsiniz.
hadis gösterimi
Diğer Ayarlar bölümündeki Program Kapatılırken Onay İstesin seçeneği seçili ise çıkmadan önce aşağıdaki mesajı görürsünüz, Yes tuşuna basıldığında Program çıkışı onaylanır, eğer 5 saniye boyunca cevap alınamazsa otomatik olarak kapatılacaktır.
çıkış onayı
Ayarlar formundaki Vakit Öncesi Uyarılar da herhangi bir vakit için hatırlatma girildiyse, belirttiğiniz dakika öncesinde aşağıdaki gibi bir uyarı alırsınız.
vakit çıkması
Herhangi bir vakit ezanı okunurken karşınıza aşağıdaki gibi bir mesaj gelir, ezan’ı durdurmak isterseniz Yes tuşuna basabilirsiniz.
ezan okunuyor
Raporlar formunda dilediğiniz şehir veya şehirlerin başlangıç ve bitiş tarihi arasındaki raporunu alabilirsiniz, Şehir Ara kutusuna tıklayıp bir kaç harf girdiğinizde otomatik olarak konumlandırılırsınız, yapmanız gereken tek şey şehir ve ya şehirlerin seçim kutusunu işaretlemek ve Ok simgesine tıklamak, daha sonra başlangıç ve bitiş tarihini seçin, son olarak da vakitlerin çıktısını hangi formatda istiyorsanız o formatı seçin ve Göster tuşuna basın. Bu Form da ki tüm veriler dahili veritabanından alınarak raporlanmaktadır.
raporlar
Ezan’ı vakit programında yaklaşık 180 yerleşim birimi bulunmaktadır, istisnai durumlarda, yani sizler tarafından özel istekte bulunulduğunda bulunduğunuz mevkiinin ezan vakitleri programa aktarılabilir, bu gibi durumlarda bizlere BURAYA TIKLAYARAK ulaşabilir ve istediğiniz şehri yazabilirsiniz.
ezan.vakti.com tarafından yollanan dosyayı Gözat simgesine tıklayarak seçtikden sonra Güncelle tuşuna bastığınızda yeni şehirin vakitleri veritabanına eklenecektir, Ayarlar formundan yeni eklenen şehiri bulabilirsiniz.
vakit güncelleme
Hakkında formunda ezan’ı vakit programı ve geliştiricinin notunu görebilirsiniz, Ayrıca programla ilgili versiyon bilgileride bu formda bulunmaktadır.
hakkında
Ezan’ı Vakit programında veritabanı veya program güncellemesi olduğunda bunu otomatik olarak algılar ve aşağıdaki yardımcı programı çalıştırır, bu program sayesinde veritabanı ve programınız devamlı suretle güncel tutulmaktadır.
güncelleme
Ezan’ı vakit Programı Hicri Tarihe göre hesap edilen özel günleri sizlere bildirir, programın her açılışında bu günler kontrol edilir. Aşağıdaki uyarıda Bugünün Aşure Günü olarak hesaplandığını görebilirsiniz.
günün önemi
Ezan’ı vakit Programı sistem tepsisine gizlenerek bilgisayarınızda ek bir yer kaplamaz, tüm işlemlerinizi sistem tepsisinde bulunan program simgesine sağ tuşla tıklayarak yapabilirsiniz.
sağ menü
Ezan’ı vakit Programının simgesinin üzerine mouse ile geldiğinizde çok hızlı bir şekilde vakitleri ve vakitlere ne kadar zaman kaldığını görebilirsiniz.
tray bar
Ezan’ı vakit Programı 3 farklı arayüze sahiptir.
Yeşil
yeşil
Gri
gri
Mavi
mavi
ezan’ı vakit programı tüm işletim sistemleri ile uyumludur ve test edilmiştir, programla ilgili herhangi bir sorun ile karşılaşırsanız buraya tıklayarak lütfen bizlere ulaşınız, daha detaylı bilgi almak amacıyla sizlerle en kısa zamanda irtibata geçilecektir.
Aşağıda Ezan’ı Vakit Programı ile beraber kullanabileceğiniz ezan dosylarını bulabilirsiniz, programımızın Ayarlar formundan indirdiğiniz dosyaları seçerek hangi vakitde hangi ezan okunacak özelleştirebilirsiniz.
Abdulkadir Şehitoğlu’nun okuduğu ezanları aşağıdan indirebilirsiniz.
Sabah Ezanını indirmek için tıklayınız
Öğle Ezanını indirmek için tıklayınız
İkindi Ezanını indirmek için tıklayınız
Akşam Ezanını indirmek için tıklayınız
Yatsı Ezanını indirmek için tıklayınız
Tüm Ezanları indirmek için tıklayınız
İsmail Coşar’ın okuduğu ezanları aşağıdan indirebilirsiniz.
Sabah Ezanını indirmek için tıklayınız
Öğle Ezanını indirmek için tıklayınız
İkindi Ezanını indirmek için tıklayınız
Akşam Ezanını indirmek için tıklayınız
Yatsı Ezanını indirmek için tıklayınız
Tüm Ezanları indirmek için tıklayınız
İlhan Tok’un okuduğu ezanları aşağıdan indirebilirsiniz.
Sabah Ezanını indirmek için tıklayınız
Öğle Ezanını indirmek için tıklayınız
İkindi Ezanını indirmek için tıklayınız
Akşam Ezanını indirmek için tıklayınız
Yatsı Ezanını indirmek için tıklayınız
Tüm Ezanları indirmek için tıklayınız
Ezan’ı Vakit Programını indirmek için lütfen tıklayınız.

Hakkında: admin

İlginizi Çekebilir

Surelerin Sıralı Olarak Listesi

Surelerin Sıralı Listesi Namaz Surelerinin Sıralanışı Kuranı-ı Kerim’de Fatiha suresinden Nas suresine doğru bir sıralama …

20 yorumlar

  1. ÖLÜM GÜZEL ŞEY, BUDUR PERDE ARDINDAN HABER
    HİÇ GÜZEL OLMASAYDI, ÖLÜR MÜYDÜ PEYGAMBER

    Allah (cc) razi olsun. Her müslümanın bilgisayarına eklemesi gereken bir arşiv. Sayende ezan sesine ve vakitlerine uzak değiliz Allah (cc) ebeden razi olsun

  2. Selamun Aleyküm
    Bu programı hazırladığın için
    ALLAH (CC) senden ve emeği geçen tüm kardeşlerimden razi olsun.
    Diyanet saatinide senden ben birkaçkez istemiştim bunuda eklemişin yenisi daha mükemmel olmuş
    Tüm müslüman kardeşlerin PC’sinde bulunması gereken program şiddetle tavsiye ediyorum.
    FAKAT.: programın tarihinde bugün yani 05.01.2010 da 19.Muharrem.1931 yazıyor
    Diyanet ve namazvakti.com adresinde 20.Muharrem.1931 yazıyor bu çelişkiyi düzeltebilirmisin Selamlar

  3. Allah c.c. razı olsun, Dualarınızı esirgemeyin, bizler için en önemli olan şey sizlerin duası. Allah razı olsun diyenden de Allah razı olsun, demeyenden de Allah c.c. razı olsun.

    Selam ve Dua ile

  4. ve aleykümselam Seyfi Bey
    zaman içerisinde programımızın yeni bir versiyonu çıkacak, hem vakitleri hemde hicri takvimi doğru hesaplayabilen bir program olacak Allah c.c. ın izniyle, ama bunun için birazcık zaman lazım. Şu anki versiyon için ufak bir güncelleme düşünüyorum, hicri tarihe + – gün özelliği sayesinde programın yanlış hesapladıgı zamanlar parametre verilerek tarihi düzeltebileceğiz.

    İstekleriniz bizler için çok önemli, lütfen bizimle paylaşmaktan çekinmeyin.
    Selam ve Dua ile

  5. Allah razi olsun, kullanimi anlasilir ve ara yuzleri cok guzel olmus emeginize yureginize saglik

  6. Allah razı olsun değerli kardeşim.
    dualarınızı esirgemeyin inşallah.

    Selam ve Dua ile

  7. arkadaşlar ben bu programın ezan seslerini bulamadım yardımcı olabilir misiniz acaba?

  8. SELAM ALEYKÜM
    UZUN SÜREDİR EZAN PROGRAMLARI
    KULLANAMIYORDUM BU PROGRAM İYİ OLDU
    YALNIZ BİR İSTEGİM VAR BİLGİSAYAR AÇILDIGINDA PROGRAMIN
    ARAYÜZÜ GÖREV ÇUBUGUNDA GİZLENİRSE SEVİNİRİM
    ALLAH RAZI OLSUN
    SELAMLAR

  9. kalbiminsesi

    Mükemmel bir program. Emeği geçen kardeşlerimden Allah razı olsun. Sağolun, var olun.

  10. kalbiminsesi

    Sol üst köşede “Ayarlar”a tıkladıktan sonra “Ezan Dosyası Seçimi” bölümündeki klasör simgesine tıklayarak ses dosyasını seçebiliyoruz

  11. öncelikle diğer üyemize yardımcı olduğunuz için teşekkür etmek istiyorum.
    Programımızı beğendiğinize de çok sevindik, Allah ın izniyle programımızı çok daha güzel aşamalara getireceğiz.
    Dualarınızı esirgemeyin
    Selam ve Dua ile

  12. selamun aleykum:
    kardeşler ben ezan okunduktan sonra ezan duasının da ardından okunmasını istiyorum ama bir türlü olmadı.programın kendi ezan duasını ayarlarda şeçili duruyo play düğmesine basınca okuyo ama ezan okunduktan sonra ezanın arkasın dan okunmuyo bunun nasıl olduğunu söylerseniz çok makbule geçer.Allah hepiniziden razı olsun.VESSELAM

  13. Allah(c.c.) razı olsun kardeşlerim.. Programınızı indirdim, kurdum ve kullanıyorum. Çok faydalı bir iş yapmışsınız, Allah(c.c) iki cihanda da sizleri korusun inşallah..!

    Mesut KARTAL

    Ölüm güzel şeydir; budur perde ardından haber!
    Hiç güzel olmasa; ölür müydü Peygamber?

  14. Allah razı olsun güzel bir program.
    Her şeyiyle dört dörtlük bir program birde bilgisayarı açıp ezanı okuyabilme özelliği olsa mükemmel bir program olur ama bilmiyorum böyle birşey yapılabilir mi?

  15. Hz. Muhammed’in (Peygamberimizin) Üstünlüğü, Âlemlere Rahmet Vesilesi Olması
    Nefsin damarları pek çoktur. Bunlardan bir tanesi, kendisini herkesten üstün görmesidir. Daha doğrusu, nefsin kendisinden daha büyük ve şerefli insanlara tahammül edememesidir. Maalesef tarih boyunca peygamberlere karşı gelen bütün insanlar, nefsin bu damarıyla hüsrana düşmüşlerdir. Nefsin bu damarı ise herkeste vardır. Bugün peygamberler olmasa da onun misyonunu taşıyan kimseler mevcuttur. Rabbani âlimler (mürşid-i kâmiller), peygamberin varisleridir. Onları inkâr eden, onlara kötü sözler söyleyen kişiler de maalesef bu nefis damarı ile hareket etmektedirler.

    Hz. Muhammed Aleyhisselam hakkında konuşurken bazıları ona salât ve selam getirmeyi gereksiz bulurlar. Nedense salât ve selam getirmek ağırlarına gider. İsminin başına Hazreti unvanını koymayanları da var. Tabii böylelerinin şayet İslam’la yakından ve uzaktan bir ilgileri yoksa insan bunları normal karşılıyor, ama namaz kılıp da davası İslam olanların böyle tavırlarını anlamak gerçekten zordur.

    Kendimi şöyle bir yoklayınca gençliğimde okuduğum bazı kitapların etkisi ile bir dönem peygamberimize (s.a.s) karşı büyük bir saygısızlık içerisinde bulunduğumu hatırladım. Bunun tabii en birinci nedeni içerisinde yer aldığım bir guruptu. İnsan alışkanlıkların iyilerini de kötülerini de genellikle böyle kapıyor. Bir de tabii böyle konuları. Hâlbuki ibadetlerini yapan bir gençtim. Ama peygamberimizi (s.a.s) diğer peygamberlerle (a.s.) aynı, eşit görmek ve tutmak istiyordum. Bakara suresinin son ayetlerinde geçen ‘Peygamberlerinden hiç biri arasında ayrım yapmayız.’ ifadelerine saplanıp kalırdım. O nefis damarım, nedense her peygamberi bir ve eşit görmek düşüncesinde ayak diretir, marifetmiş gibi ilgili ayeti delil gösterip dururdu. Şimdi kendimi biraz tarafsız bir şekilde tahlil edince bu nefis damarının amacının aslında peygamberlere karşı gelmek olduğunu, ama buna gücü yetmeyince, bu çeşit cılız ve zayıf bir yola başvurduğunu aynelyakin anladım. Demek ki, bir peygamberin zamanında yaşasaydık ve bu biçimde bir nefis damarına biraz uysaydık ona direk karşı gelip hidayetten mahrum kalacaktık. Allah korusun.

    Hâlbuki anne babalar bilirler ki, aileye en son katılan çocuk, diğerlerine göre daha sevgilidir. Anne babalar evlatları arasında ayrım yapmak istemeseler de durum genellikle böyledir. En küçük çocuk sevginin merkezi olmaktan kurtulamaz. Peygamberimiz (s.a.s) peygamberlik zincirinin son halkasını oluşturduğu gibi kendisi üzerinde Allah’ın sevgilisi olma (habibullah) nimeti de tecelli etmiştir. Allah (c.c.) peygamberimizi (s.a.s) bu makama layık görmüştür. Dünya ve ahreti bu sevgi temeli ile yaratmıştır. Dünya ve ahreti bir ağaca benzetirsek peygamberimiz (s.a.s) bu varlık ağacının meyvesi gibidir, yani yaratılış amacıdır. Onun için bir kutsi hadis-i şerifte yüce Allah ‘Sen olmasaydın, Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.’ diye peygamberimizin (s.a.s) şanında bu sevgisini ifade etmiştir.

    Kuşkusuz yüce Allah sınırsız sayıda evrenlerin yaratıcısıdır. O’nun dünya dışında başka gezegenlerde de bizler gibi imtihana tabi tutulan varlıklar yaratması şanına uygun düşer. Şanını yüceltir. O’nun yaratıcılığını sadece bu evrenle sınırlı tutmak da doğru değildir. Yüce Allah’ın yaratıcılığına bir son ve sınır koymak zulümlerin ve günahların en büyüğüdür. Yüce Allah (c.c.) nasıl dünya üzerinde tarih boyunca her kavme (bir hadis-i şerife göre toplam 124.000) peygamber göndermişse, evrendeki yaşam olan, yani bizler gibi akıllı varlıkları olup da imtihan edilen her gezegene de peygamberler göndermiştir. Muhakkak ki onların son peygamberi de bizim peygamberimiz gibi sevgili unvanına mazhar olmuştur. Yukarıdaki ‘Sen olmasaydın, Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.’ hadis-i şerifi onlar için de ayrı ayrı varit olmuştur.

    Peygamberimiz (s.a.s) daha dünyaya gelmeden önce ruhlar âleminde de diğer peygamberlerin imreneceği bir şana sahipti. Her peygamber, peygamberimizin (s.a.s) yerinde olmak istiyordu. Barnabas İncilinin muhtelif yerlerinde Hz. İsa Aleyhisselam, peygamberimizin (s.a.s) şanı için onun ayakkabısının bağını bağlama şerefine nail olmayı dilemektedir.

    İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s.) Mektubat’ında şu bilgileri vermektedir: Rivayete göre ruhlar âleminde her peygamber, peygamberimizin (s.a.s) ümmeti olmak için dua etmiş, yalnız Hz. İsa’nın (a.s.) duası kabul görmüştür. O kıyamete yakın Hz. Mehdi Aleyhisselam’a tabi olmak üzere gelecektir. Aslında resuller arası olan bin yıllık süre sadece bizim peygamberimiz (s.as.) için uzatılmış, Hz. İsa Aleyhisselam’ın kalan dünyalık ömrü gibi 500 yıllık risalet ömrü de bizim peygamberimizin (s.a.s) risalet ömrüne eklenmiştir.

    Kuşkusuz kıyametin ne zaman kopacağını bilemiyoruz. Zaten bir kişi öldüğünde kıyameti de kopmuş demektir. Bu konuda meraklı olmak da doğru değildir. Çünkü Allah (c.c.) bir hikmete göre bunun gizli kalmasını istemiştir. Bir Müslüman’ın da Allah’ın gizli kalmasını istediği şeylere karşı meraklı olması da her şeyden önce edebe aykırıdır. Şimdi hicri 1433 yılını yaşıyoruz. Bilmiyorum ama sona yaklaştık gibiyiz. Çünkü 1500’lü yıllara az kaldı. Hz. Mehdi Aleyhisselam ile Hz. İsa Aleyhisselam’ın zamanları yaklaşmış gibi. Hadis-i şeriflere göre onların vaktinde pek çok Hıristiyan ülkenin insanlarının İslam’la tanışacağı, insanların akın akın Allah’ın dinine gireceği, kırk yıl gibi bir zamanda dünyanın savaştan uzak, bolluk ve bereket ile dolacağı belirtilmektedir. Bu konudaki yüzlerce senedi sahih hadis-i şerifi inkâr etmek, görmezlikten gelmek, tevil etmek mümkün değildir. Ama bir kenara da çekilip Hz. Mehdi Aleyhisselam ile Hz. İsa Aleyhisselam’ı beklemek gibi pasif bir tavra da karşıyız. Bir Müslüman’ın her devirde her an yapacağı önemli, etkin işleri vardır. Ama kuşkusuz bu haberler yani ilgili hadis-i şerifler, Müslümanların ümitlerini canlı tutmakta, onlara bir güven duygusu da vermektedirler. Moral olarak bunlara da muhtaç durumdayız. Çünkü insanları ayakta tutan şeyler ideallerdir, ümittir.

    Hz. Mehdi Aleyhisselam’ın peygamberimizin (s.a.s) soyundan olması, Hz. İsa’nın (a.s.) Hz. Mehdi Aleyhisselam’a tabi olması peygamberimizin (s.a.s) şanını yüceltmektedir, yükseltmektedir.

    Dünya kurulalı beri 313 resul gelmiştir. Resul yeni şeriat getiren peygamber demektir. Yani kitaplı peygamberdir. Her resul arasının bin yıl olduğunu belirtmiştik. 124.000 tane de nebi görevlendirilmiştir. Nebi bir resula tabi olup da kendisine şeriat ve kitap verilmeyen peygamberdir. Her resulun onlarca nebisi olmuştur. Bunlar kavimlerini bağlı oldukları bir resulun şeriatine göre uyarmışlar, hak yola davet etmişlerdir. Eski zamanlarda pek çok kişi Allah’ın dinine uymak, bir peygambere bağlanmak için kavim kavim dolaşırlardı. Peygamber ararlardı.

    Peygamberimize (s.a.s) tabi nebiler olmamıştır. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.s) son resul ve nebidir. Onun nebilerinin olmamasının hikmetleri vardır. Bu bir eksiklik değildir. Peygamberimizin (s.a.s) şanını yükselten bir şeydir. Demek ki peygamberimizin (s.a.s) şanı o kadar büyük ki, Allah geçmiş zamanlarda bin yıl süre içerisinde resullere yardımcı olarak gönderdiği nebileri peygamberimiz (s.a.s) için gerekli görmemiştir. Yani ampul büyük ve güçlü olunca mumlara hacet kalmamıştır.

    Hadis-i şeriflere göre peygamberimiz (s.a.s), âlimleri varisleri olarak ilan etmiştir. Tabii bu âlimler kafaları bilgi yüklü olup da yaşantısı İslam’dan uzak kişiler değillerdir. Bunlar Rabbani âlimlerdir. Yaşantıları, ahlakları tıpkı peygamberimizi (s.a.s) andırır. Bunlara mürşid-i kâmiller de denir. Bir kişi can u gönülden böyle bir mürşid-i kâmili ararsa, bu kişi tıpkı eski devirlerde kavim kavim dolaşıp da peygamber arayan kimse gibidir. Böyle bir kişi Rabbani âlimi yani mürşid-i kâmili bulursa Allah gerçek mürşid-i kâmile ait pek çok işareti ve kerameti de ona gösterir. En azından nisbet kokusu dediğimiz, uhrevi hoş bir kokuyu koklamayı ona nasip ederek ilgili kişinin peygamber varisi olduğu yönünde kalpleri mutmain kılar. Yeter ki kişi ihlâsla arasın, bu konuda niyeti temiz olsun. Bu öyle hafif bir koku değildir. Yani belli belirsiz hissedilmez. Halkın tabiriyle burnun direklerini kırarcasına hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde net ve açık olduğu kadar, yoğun olarak da kendisini belli eder. Bu genellikle pek çok kez de tekrar eder. Her haliyle cennet kokusu olduğu kuşkuya mahal bırakmaksızın açıktır. Çünkü dünya kokularından ayrılan belirgin farklılıklara sahiptir. Sahabelerin Hz. Resul’den geldiğini söylediği koku ile Hz. Yakup’un (a.s.) uzaktan kokusunu aldığı Hz. Yusuf’un (a.s.) gömleği de bunlardandır. Haddizatında her peygamberin, velinin kendine mahsus cennet kaynaklı hoş bir kokusu vardır. Bu konuda manevi olarak bu kokuyu her zaman alma nimetine ulaşmış ve bu özelliği gelişmiş kişiler bunu çok iyi bilirler. Tabii gerçek bir mürşid-i kâmilin elini tuttuğu halde böyle bir kokuyu alamayanlar da vardır. Bu yolda sabır gösterirlerse mürşid-i kâmilleri başka işaretler ve kerametler ile onların bağlılıklarını sağlamlaştıracaktır. Aslında işaret ve keramet bağlılıkları zayıf olanlara gelir. Güçlü olanların bu gibi şeylere ihtiyaçları yoktur. Belki de bu yüzden bazı sofiler böyle işaret ve kerametlere hiç şahit olamazlar.

    Peygamber varisi olan Rabbani âlimler, yani mürşid-i kâmiller her çeşit kerameti bağlılarına gösterebilirler. Dolayısıyla bütün bunlar da peygamberimizin (s.a.s) şanını yükseltmektedirler. Çünkü mürşid-i kâmiller gerek ahlakları gerekse yaşayışları ile peygamberimizi (s.a.s) örnek alırlar. Aslında onlardan zuhur eden keşif ve kerametler peygamberimizden (s.a.s) kaynağını alır.

    Peygamberimiz (s.a.s) devrinde yaşamadığımız için büyük bir üzüntü duymaktayız. Ama peygamberimiz ölmemiştir. Hatta hayattakinden daha canlı ve etkin bir şekilde yaşamaktadır, ümmetinden de her kişiden haberdardır. Onunla iletişim kurmanın en güzel yolu ona çokça salât ve selam getirmektir. Hadis-i şerife göre o ümmetinden gelen her salât ve selamı kişi ismi ile birlikte bir görevli melekten almakta ve o anda buna da mukabele etmektedir. Bunun nasıl olduğuna kafa yormamak gerekir. Zira Allah (c.c.) her şeyi mümkün kılabilir. O’nu bu dünyanın kanunları bağlayamaz ve sınırlandıramaz. O yepyeni kanunları yaratandır.

    Peygamberimizin (s.a.s) şanından istifade etmek istiyorsak ona çokça salât ve selam getirmeliyiz. Aslında o salât ve selama muhtaç değildir. Çünkü Allah ve melekleri daima ona salât ve selam getirmektedirler. Ama onun ümmeti olarak bizler ona salât ve selam getirmeye çok muhtacız: ‘Şüphesiz Allah ve melekleri peygambere salât ediyorlar. Ey inananlar, siz de ona salât ve selam edin! (Ahzab suresi, 56)’

    Ona salât ve selam getirmek, aslında kendimize en mükemmel ve ideal bir şekilde bütün dünya ve ahret nimetleri için dua etmek gibidir. Onun için peygamberimiz (s.a.s) hadis-i şeriflerinde adı anıldığında kendisine salât ve selam getirmeyi sahabelerine çokça tavsiye ettiği gibi dua yaparken de buna önem vermeyi vurgulamıştır. Hatta bazı sahabeler ileri giderek duada baştan sona ona salât ve selam getirme yoluna gitmişlerdir. Salât ve selamın en büyük fazileti peygamberimizin (s.a.s) bütün dünya ve ahret sıkıntılarına, zorluklarına, problemlerine şefaatçi olmasıdır, bu sayede onları hafifletmesi veya ortadan kaldırmasıdır. Onun için aklı başında olan her insanın günahlara tövbe ve istiğfar yanında en az günde yüz kere peygamberimize (s.a.s) salât ve selam getirmesi gerekir. Bu hem dünya hayatında hem de ahrette ona büyük bir genişlik ve rahatlık sağlayacaktır. Peygamberin (s.a.s) dünya ve ahret iyiliği için dualarına (ayrıca şefaatlerine) mazhar olacaklardır. Bu ise başlı başına bir devlettir. Peygamberimizin (s.a.s) de şanının büyüklüğüne bir işarettir. Çünkü yüce Allah peygamberimizin şanı hakkında şöyle buyurmaktadır: ‘Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik (Enbiya suresi, 107).’ Unutmayalım ki, bu rahmet ona ne kadar salât ve selam getirirsek bizim üzerimizde o derece tecelli edecektir.

    Peygamberimizin (s.a.s) büyüklüğü camilerde bir başka şekilde tecelli eder. Bu tecelli, peygamberimizin (s.a.s) isminin Allah’ın isminin hizasında olmasındadır. Bu aynı zamanda bir derstir. Allah isminin her harfi sonsuzluğa işaret eder. Elif’in başı ve sonu açıktır. Sonsuza kadar çizgi devam edebilir. Çift lam harfi ise üst tarafta iki çizgi ile sonsuza kadar yüceltilebilir. He harfi ise bazı klasik yazılarda her ne kadar kapatılan biçimde yazılsa da süslü yazılarda sonu açıktır. Gelelim Muhammed kelimesine. Mim secde halinin remzidir. Muhammed kelimesinde iki tane vardır. Secde ise kulluğun en zirve noktasıdır. Ha harfi rükûu, dal harfi ise kuudu (oturuşları) temsil etmektedir. Kısacası Allah miraca layık gördüğü peygamberini camilerde de kulluğu simgeleyen harfleri ile karşısına almaktadır. Kullukla ona en büyük payeyi vermektedir. Bizlere de manevi miracın yolu olan namazla kulluğu ders vermektedir. Çünkü namaz miraç gecesinde bütün ümmet-i Muhammed’e hediye edilen en büyük nimettir.

    Kuşkusuz miraç hadisesi büyük bir mucizedir. Hiçbir peygambere de nasip olmamıştır. Dünyada ister veli, ister peygamber olsun hiç kimse Allah’ın cemalini görme şerefine nail olmamıştır, olamayacaktır da. Bu konudaki bütün iddialar yalandır. İmam-ı Rabbani Hazretlerinin (k.s) ifadesiyle Allah (c.c.) ötelerin ötesindedir. O’na bu dünya hayatında ulaşmak mümkün değildir. Bu sadece peygamberimize (s.a.s) nasip olmuştur. Çünkü peygamberimiz (s.a.s) miraçta bu dünyanın zaman ve mekân kaydından çıkmıştır. Ahret âlemine vasıl olmuştur. Orada Allah’ın (c.c.) cemalini görme nimetine nail olduğu gibi O’nunla da konuşmuştur.

    Peygamberimizin (s.a.s) şanının büyüklüğü şu ayet-i kerimede belirtilmiştir. Akıllı kişiye bu ayet-i kerime yeter de artar bile: ‘(Habibim) de ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir (Ali İmran suresi, 31).’ Ayette aranan şart olan ‘peygambere uymak’ onun sünnetini elden geldiğince hayata geçirmek, onun gibi yaşamak, İslam davasına onun gibi sahip çıkmak demektir. Bu ayette Allah’ı (c.c.) sevmenin şartının peygambere uymak olarak belirtilmesi düşündürücüdür. Demek ki sünnete ne kadar uyarsak o derece bu sevgiye mazhar oluruz. Yani Allah (c.c.) sevgili habibini (yani peygamberimizi) seveni, ona uyanı, sevdiği, uyduğu derece ile sevmektedir.

    Mürşid-i kâmiller peygamberimizi en çok seven kişilerdir. Çünkü onlar sünneti her haliyle yaşamaya çalışırlar. Peygamberimizi (s.a.s) sadece dış görünüş yönüyle taklit etmezler. Ahlakını da benimserler, özümserler. Nefislerindeki o peygamberlere karşı çıkan damar, tamamen yok olmuştur, daha doğrusu mutlak itaate dönmüştür. Bu açıdan sofiler de mürşid-i kâmilleri sevmekle bu sevgiye mazhar olurlar. Bu sevgi zamanla onları peygamberin sevgisine ve Allah sevgisine ulaştırır. İşte tasavvuf ve tarikat yolunun amacı ve yöntemi kısaca budur.

    Bir insan kitaplardan öğrendiği bilgilerle de peygamberimizi (s.a.s) tanıyıp sevebilir. Ama bu tanıma ve sevme taklidi bir imanı doğurur. Böyle bir iman ufak tefek dalgalanmalarda bozulabilir. Peygamberi bir mürşid-i kâmilin kişiliğinde tanıyan; peygamberin yaşayışını, sünnetini, ahlakını, tavrını bir mürşid-i kâmilin şahsında gözlemleyen bir kişinin imanı tahkiki düzeye yükselir. Hele bu müşahede ile sofi mürşid-i kâmilin gösterdiği yolda ilerlerse, yani zikir ve rabıtasını aksatmaksızın yaparsa çeşitli haller yaşayarak nefsini terbiye edip imani konuların hakikatini yakından da tanımış olacaktır.

    Taklidi imana sahip bir kişi Kuran-ı Kerim okununca nurun ortaya çıktığını başkalarından duymuş olabilir. Buna kendince ‘Belki mümkündür,’ der. Ama tahkiki imana eren kişi bu konuda yakine erer. Bu konuda pek çok işareti müşahede eder. Delilleri görür. Hatta manevi seyri ilerlediğince kalp gözü ile bu nurlara bizzat şahit olur. Diğer iman edilmesi gereken konular da bunun gibidir. İmam-ı Rabbani Hazretlerine (k.s.) göre, tarikatın da, hakikatin de, marifetin de amacı şeriattır. Bahaeddin Nakşibendiyye Hazretlerine (k.s.) göre, tarikat ve tasavvuf yolunun amacı şeriatın özet ve öz olarak söylediği şeyleri ayrıntılı bir şekilde açıklamak, hükümlerini de keşfi bilgi ile doğrulamaktır. Başka bir şey değildir.

    Peygamberimizin (s.a.s) şanında inen başka bir kısım ayetleri de zikretmeden geçmek doğru olmayacaktır.

    ‘O peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakınır… (Ahzab suresi, 6)’
    ‘And olsun, size kendi içinizde öyle bir resul geldi ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir. (Tevbe suresi, 128)’

    ‘Şüphesiz Allah katında tek din İslam’dır. Kitap verilmiş olanlar kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki ihtiras ve kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın ayetlerini inkâr edenler, bilsinler ki, Allah hesabı çok çabuk görendir. (Al-i İmran suresi, 19).’

    Allah (c.c.) peygamberimize (s.a.s) imanımızı yakinleştirsin. O’nun sünnetine ve davasına uygun olarak yaşamayı nasip eylesin. Şefaatleri daima üzerimizde olsun. Âmin.
    Muhsin İyi

  16. Adem TELLİOĞLU

    kardeşim proğ için teşekkür ediyorum lakim benim pc de ezan sesolarak olarak okunmuyor sadece ezan vekti diye sekme açılıyo yardım ederseniz sevinirim.

  17. s.a malesef programı kaldırdım tekrar tekrar kurdum olmuyor flahs 10d.ocx hatası veriyor.bilgilerinize çok tşk. ederim

  18. S.a arkadaşlar,
    Ezan vakti geldiğinde, ezan en baştan başlamıyor, ortasında herhangibir yerinden itibaren başlıyor.. bilgilerinize..

  19. Merhaba Değerli Arkadaşım,
    Şu anda programı kullanmaya çalışıyorum. Kullanmaya çalışıyorum diyorum çünkü ezan saatlerini tam olarak ayarlama imkânım olmuyor. Örneğin Ezan saatleri Camide okunan ezan saatleriyle uyuşmuyor. Örneğin Sabah Ezanı İmsak saatinde okunurken, camide okunan ezan güneş saatinden 1 saat önce okunuyor. Örneğin İmsak saati 03:42 Güneş saati 05:38 Camide okunan Ezan ise 04:38. Diğer ezan saatlerinden birisi tam zamanında, diğeri 3 dakika önce, bir diğeri ise 1 dakika önce ya da 2 dakika sonra vs. Önerim ise Diyanetten alınan namaz saatlerinin bulunduğumuz yere göre belirlenmesi için ezan saatlerinin her vakit için kullanıcılar tarafından da değiştirilmesine imkan tanınması programa esneklik kazandırır ve daha kullanışlı olur.
    Güncellemelerinizde bu hususları dikkate alacağınızı umarak kolaylıklar diliyorum. Allah yardımcınız olsun.

  20. Değerli arkadaşım,
    Gerçekten zaman harcayarak takdire şayan bir program ortaya çıkarmışsınız. Emeğinize, parmaklarınıza sağlık.
    Öncelikle bir çok benzer program arasından programınızın öne çıkan en belirgin özeliği Diyanet İşleri Başkanlığının sitesinden namaz vakitlerini alması.
    Ancak programın mevcut özelliklerine ek olarak iller dışında ilçelerin de namaz saatlerini Diyanet işleri Başkanlığının sitesinden almasının sağlanması programa ayrı bir zenginlik katacaktır. Yine her namaz vakti için zamanın Artı – Eksi 30 dakika esnek olarak ayarlanması programın daha bir kullanışlı olmasını sağlayacaktır. Çünkü ara yerlerdeki köy ve kasaba gibi yerlerin namaz vakitleri de kullanıcılar tarafından zamana eklenerek ya da çıkarılarak doğru zamanın ayarlaması sağlanabilir. Birbaşka husus ise Diyanetin olası web adres değişikleri için bilgilerin kullanıcılar tarafından manuel olarak girilmesi programın esneklik özelliğini artıracaktır diye düşünüyorum.
    Sizin kadar program dili bilsem emin olun size kesinlikle katkı sağlamak isterim. Ne varki o yeterlilikte değilim.
    Bahsettiğim konuları dikkate alacağınızı umarak çalışmalarınızda başarılar dilerim. Allahtan yapacağınız işlerin hayırlara vesile olmasını dilerim.

ozcan412 için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir